25 Temmuz 2009 Cumartesi

İLK HAFTAMIZ...

İlk haftam sonunda yemek ardından keyif yaparken:)


Annecik Annecik:

Hastane günleri -1. bölüm (Tatlı Hayat):

Bebeğim kollarımda, epidural sağolsun acı yok, hareket edemesem de her şey süper. Emzirmek garip, biraz acılı.. Ama dayanılır bir şey sanki.. Melek kızım uyuyor, emzirmek için zor uyandırıyoruz ve babasıyla büyük bir aşk yaşıyor, ilk gecesini babasının koynunda huzur içinde uyuyarak geçirdi (henüz kıskançlık yok, bir iyileşeyim aşklarını bozmadan araya kaynamayı planlıyorum)... Kim demiş bebekler gündüzleri sakin olur, geceleri canavarlaşır diye???

Hastane günleri-2. bölüm (Hayat zorlaşıyor mu yoksa?):

Anesteziyi çektiler, hay Allah iyiydik böyle.. (Bir kaç saat ardından) Acı vaaaaaar, yürümem gerekiyormuşşşş, acı çoğalıyooorrr.. Ufff, karnımın altındaki his hoş değilmiş... Ne zaman geçecek acaba???

Bebişim hala sakin, huzurlu, çok uykulu, az sorunlu... Aşk devam, koyun koyunalar hala.. Maşallahhh!!!!

Emzirme kısmı biraz zorlaştı sanki.. Acı bu kısımda da artıyor...

Hastane günleri - 3. bölüm (Artık ayrılma zamanı):

Eve gidiyoruuuuzzzzzzzzz, yürümek çooook zoorrr, eve ortalama 30 km hızla gitmemize rağmen canım memleketimin köstebek yuvası yollarında canım yanıyor.. Kızımız hayatından memnun gibi, ve şimdiye kadarki yaşamının en uzun yolunu gidiyor.. Arabanın hareketi ve motor sesi ona güzel geldi.. Uzun yollar gibi uzun ama engebesiz bir ömrün olsun bebeğim...

Eve geliş (Gerçeklerle yüzleşmek-İlk kriz gecesi):

Herşeyi öğrenmiştim: 3 saatte bir bebeği uyandır, babişkoyla altını değiştir, emzir... süper baba gazını alsın bebek uykusuna kaldığı yerden devam etsin... miiii??? Hayııııırrrrrrrr, kızım hastanede hemşire teyzelerinin "uslu bebek" lakabına inat (kesin nazar değdi bebeğime) ilk gecemizde uyumamak için elinden geleni ardına koymadı.. Sorunu ne bilemedik çünkü söylenen her şeyi yaptık.. Ama uyumuyor, ağlıyor, birşeylerden memnun değil... Evine mi alışıyor, doymuyor mu? Sorun ne bebişim??????

Evde olmak zor gerçekten, hastaneye dönmek istiyorum... Hem kriz anında hemşire teyzelerden yardım alabilirdik, hem de hastanedeki hareket alanım daha rahattı, herşey benim hareketimi kolaylaştıracak şekilde düzenlenmişti.. Bundan sonra yatak alırken doğum sonrası yatma kalkma olayını da düşünmek mi lazım acaba (gece boyunca onlarca kez yataktan kendimi atmak durumunda kalınca insanın aklına böyle sorular da geliyor)???? Artık yatağımı sevmiyorum.. Ben gerçekten hastaneye dönmek istiyoruummm!!!!!!!!!!

Evdeki 2. gün (İlk kriz sonrası-yeni bir kriz gecesi):

Gündüz melek kızımız, süper baba ve ben yorgunluktan bitap düştük.. Yine de bir adrenalin mi salınıyor vücuduma nedir, uyuyamıyorum.. Yemek yiyorum arada, ama ona da çok fırsat kalmıyor.. Neyse ki yemek hazırlanıyor, anneler sağolsun, küçük anneyi besliyorlar ana kraliçeler...

Bebeğim ağlıyor yine, memeyi almıyor ağzına ama sürekli aranıyor, aç çocuğum, neden emziremiyorum, bebeğimi besleyemiyorum... Nedir bendeki sorun?????????

Hastane aranır, bebiş hemşiresi teyzelerle konuşulur... Hmmmm, sütler kaldı içeride-bebişimin sütü emme gücü henüz içeridekileri çekmesine yetmiyormuş, eyvahlar olsuuuunnnnn!!!! Tüm gün emzirme çalışmaları ardından meğer boşa kürek sallıyormuşuz.. Anlatılan teknikler uygulanır... Sonuç: YOK!!!!

Akşamın ilerleyen saatlerinde anneanne ile babaanne kendi yavrularının çırpınmalarına dayanamayarak Melek (!) bebeği alırlar ve çiçeği burnunda anne ile babayı uyumaya gönderirler.. Süper baba yorgunluktan bayılarak uyuyakalır.. Annecik uyumaya çalışır ama ağlama seslerinden dolayı uyuyamaz.. Gecenin bir yarısı (sabaha karşı 1 civarı) anneanne, babaanne, Melek bebiş ile anne hastaneye doğru yol alır.. Köstebek çukuru yollardan tekrar hastaneye gidilir acı içerisinde, ama hanım kızımız arabada anneannesinin kucağında kendinden geçmiştir, hem açlıktan hem de motor sesinin ve araba hareketlerinin ona verdiği huzurla.. Sütler sağdırılır, emzirme ve sağdırma işlemlerinden sonra inek konumunda canımın daha çookkk acıyacağı anlaşılır ve durum kabullenilmeye çalışılır.. Eve gidilir, Melek kızıma sütler içirilir, sabaha kadar (sabah 3:30'da yatağa girilir 5:30'a kadar) sessiz saatler geçirilebilinir.. Sonra yine aynı döngü...

Evdeki 3. gün (yok krizler bitmeyecek sanırım):

Gündüz uyuyabildim sonunda (3-4 saat artık iyi bir süre sayılır)...

Öğleden sonra bebişimizin doğumunda bakımını yapan Ece hemşiresi bizi kontrole geldi.. Kızımızı besleyememişiz gerçekten, hafif sarılığı varmış, kakasının rengi dönmemiş... Neden olmuyor Allahım, nerede hata yapıyoruz????

Akşam üzeri doktoruna gittik, durum korktuğumuz kadar vahim değil gibi sanki.. Hastaneden ayrılışımızdan beri kilo alımı var boyu uzamış, sarılığı şu anda sınırlar dahilinde.. Bol emzirme, bol kaka yaptırma ile atlatma şansımız varmış sarılığı... Haydi bebişim gayret, öğreneceğiz birlikte bu işi...

İlk banyomuzun da zamanı geldi artık.. Büyük anneler ve süper babişko biraz acemilikle güzel güzel yıkarlar domates güzeli kızımızı, huzurlu bir uykuya dalar çocuğum sonunda... Su gibi olsun ömrün güzel bebeğim...

Melek bebeğim uyanır ama pek meleklik yapmak istemez kendisi.. 3 saat boyunca annesi ve süper babasını bitap düşürür.. Altı değiştirilir, emer bu sefer uzun uzun, gazı çıkartılır, uyuyakalır gibi olur, ama yatağına bırakıldıktan sadece dakikalar sonra cin bakışlarla yine aynı döngüyü yaşatır biricik annesi ve babasına...

* Ne zaman ve nasıl uykuya daldığı anne ve baba tarafından hatırlanmıyordu gecenin (sabahın) sonunda....

Evdeki 4. gün (Bu sefer gündüz krizi, eh biraz değişiklik olsun yaşantımızda!?!):

Doğumdan beri süper babasız geçireceğimiz bir kaç saat.. Ne yapacağız, nasıl yapacağız onsuz??? Babası gitmeeeeeee!!!! Ama görev kutsal, nüfus cüzdanımız çıkacak..




Babişko gider gitmez Melek bebek meme ister ama yine memeyi kabul etmez ve avazı çıktığı kadar ağlar.. Bu süreç ve onlarca deneme babişko eve gelene kadar devam eder.. Babişko gelince memeyi kabul eden Melek Hanım annesini yalancı çıkarır (bu baba-kız düşkünlüğünün doğumla başladığını bilmezdim, bizim babamız doğuştan babaymış ayrıca, inanaılmaz yetenekli kızını ve kızının annesini sakinleştirme konusunda, arada belirtilmeyen ağlama krizlerini üstün başarıyla atlatmıştır).. Baba tekrar evde gidince aynı olay yaşanır (Memeyi vermesi gereken anne mi baba mı bilinmiyor).. Bu süreç yaklaşık üç saat boyunca devam eder, en sonunda annecik annecik de ağlar (bu sefer babişkosuz).. Ama Melek bebeğim 3 saat boyunca aralıklı da olsa emmiş olmanın mutlu yorgunluğu ile uykuya dalar....



Evdeki 5. gün (Banyo krizi):



Güne sabaha karşı 1'de başladık. Arada meme kabul etmemeler ama aynı zamanda aranmalar devam ederek sorunsuz sayılabilecek bir gece geçireceğimizi sanırken sabaha karşı 4 sularında emzirmeye çalışma-aranma-reddetme döngüsü biraz yorucu bir hal alarak 2 saat kadar süren uğraşıların ardından tekrar uykuya dalınır..



Gündüz teyzemizle geçen güzel bir gün sonrasında akşam bayıltma operasyonu olarak düşündüğümüz banyoya babişkoyla girilir.. Anne su tutar, süper babişko kızcağızını yıkar.. Suyun derecesi bir an için değişince paniklediğim için bebişimizi biraz üşüttük, hemen ardından da kızımızın ağzına su kaçırdık.. Tüm keyfimiz kaçtı, suçluluk duygusuyla geceyi tedirgin ve çok üzgün geçirdik. Gece boyunca uyanıp bebeğimi izledim, nefes seslerini dinledim..



* Sonradan öğrendiğime göre bu ağza su kaçırma olayı pek çok yeni anne-baba tarafından yaşanıyormuş, anne olarak soğukkanlı olmayı öğrenmem gerekiyor sanırım...



Karar: Hastanedeki hemşirelerin tavsiyesi olan (ve ustalıkla uyguladıkları -kendi acemiliğime karşılık yeni doğan hemşirelerinin çocuklarının çok şanslı olduğunu düşünmekten kendimi alamıyorum-) akan suyun altında yıkama tekniği farklı şekilde uygulanacak, baş yıkama tekniği de değiştirilecektir.



Veeee bir haftayı devirdik.. Nice haftalar, aylar, yıllar senin olsun güzel bebişimiz.. Anneciğin ve süper babişkon seni çok seviyor ve yaşantılarının seninle nasıl çok daha anlamlı ve değerli olduğunu görüp her gün Allah'a sükrediyorlar...



* Bu arada anneciğin sağlığı da iyi, acıları azaldı, gelecek hafta tamamen geçmesi bekleniyor ve umuluyor!!!




1 yorum:

  1. Merhaba tatli bebis;

    Evet biliyorum ilk gunler hem senin icin hem de annecik icin zor geciyor, hayata alismak zor ama iyi ki dogdun ve boyle tatli bir annecigin ve babacigin var. Bu sevgi yumagi icinde sikin biraz disinizi bu gunler su gibi gececek ve sen guzel guzel buyuyeceksin insallah.

    Hayat hep sevgiyle karsilasin seni :-)
    Optum
    Nihan Bur Fellahoglu

    YanıtlaSil