16 Aralık 2009 Çarşamba

Sırada İzmir Günlerim...

Babişkoma kavuştuğum an.. Malum birilerinin işe gidip çalışması gerekiyor benim bez masraflarımın falan karşılanması için (karnımı doyurmama dolaylı yoldan para verildiği için yediğim içtiğim masraftan sayılmıyor, şimdilikkk!!! kıyafet, oyuncak, vb lüks harcamalarından burada bahsetmek istemiyorum:p), bu yüzden bitanecik babişkomla bir süre ayrı kaldık bu tatilde, tatilimin de en sıkıcı kısmı buydu zaten. Kavuşmamızdan 30 saniye kadar sonra resimdeki şekilde bayılıvermişim, babişkomun kokusu mest olarak uyumama yetiyormuş meğer, haberim yokmuş...


Annecik anneciğim ben karnımdayken leyleği havada gördüğü için gezimizin içerisine bir minik gezi daha sığdırdık.. Cunda Adası'ndan bir Melek geçti...


Ada sahilinden bir kare, bir de beni çekmeyi becerebilseymiş amca..


Annecik anneciğimle Göztepe sahilinde yürüyüş yaparken.. Arkamızdaki köprüye dikkat (biraz uzakta kalıyor ama), Göz-Göz Göztepee!!!!


EV HALLERİ...

Bu fotoğrafta şişko gibi çıkmışım (aslında kesinlikle değilim, biraz gobiş, biraz popiş, azıcık da yanaklar.. hepsi bu!!!), anneciğime söyledim koymayalım bu resmimi moralim bozuluyor popişimi görünce diye ama o çok sevmiş, bebişlerin tombişleri makbulmuş, annem öle diyoo.. Büyük babaannem de pek güzel çıkmış, maşallahhh!!!


Taner Dedem bana nereden bakıyor? Yoksa ben uçbiliyor muyum???


Amcamla çok havalı baktığım bir poz.. Pek bir fiyakalı çıkmışım.. Bu arada fotoğrafta kaç kişi var dersiniz?:)


Bütün kızlar toplandık, toplandık, toplandık... Kocaman Teyzem, Tuğba Halam, Büyük babaannem, babaannem ve annem ile...


Osman Dayı ile birlikteyken.. İstanbul dönüşünden önceki son gecemiz.. Dedemdeki hüzün bu yüzden.. Üzülme dedecim, yine gelirim kiii!!!!


VE GERİ DÖNÜŞ YOLU...

Uyurken bile babişkomla el ele tutuşuruz.. O kadar da romantiğiz!!!


Annecik anneciğim olmazsa olmaz...

15 Aralık 2009 Salı

Eyyy ahaliiiii, duyduk duymadık demeyiiiinnn, Meleeekkk geriiii döndüüüüüüüü!!!!

Uzuuuuuuun bir aradan sonra sanal aleme geri dönmenin sevinç ve heyecanını yaşamaktayım sevgili sevenlerim. Hareketli, kalabalık, yoğun ve eğlenceli günlerin ardından normal yaşantımıza geri dönmek biraz sürdü annecik anneciğimle. Ehh artık daha fazla ilgi ve şefkat, uzun uzun ve sık sık emişmek, sürekli kucak, oyun ve çok da sırnaşıklık istiyorum koca bir bebek olduğum için. Haliyle de bir türlü fırsat bulamadık annecik anneciğimle oturup yazmaya...
Bu arada annecik anneciğimle ve babişkomla ilk ve en uzun yolculuğumuzu ve tatilimizi yaptık (9 Ekim-7 Kasım 2009). Anneannemle, babaannemle, Fuat ve Taner dedelerimle, dayımla ve amcamla hasret giderdik... Çok okşandım, çok sevildim, çok eğlendim.. İlgi odağı olmanın dayanılmaz zevkini yaşadım. Bir çok yeni yüz kaydettim hafızama, bir çok yeni yer tabii bir de..
İlk tatilimden sonra gezmeyi ne kadar sevdiğimi öğrendim ve annecik anneciğimle babamdan beni tekrar bir yerlere götürmelerini istedim. Yakında sizlere de göstereceğim gittiğim yeni yerleri..

Şimdiiii ilk yolculuk başlıyooooooooorrrrrrrrrrrrrr!!!!!!!!!! (güvenlik çok önemlidir bizim ailede, kemerlerimizi her zaman bağlarız, emişirken ve emişmenin zevkinden bayıldığımda bilee:p)


İlk durağımız olan Denizli'den kareler:

Bebek mevlüdümde anneannemle ve annecik anneciğimle (19.10.2009)


Mevlüdün sonunda ilgi ve şefkatten yorgun düşüp bayılmanın kanıtıdır bu resmim (yüzüm burada biraz tombul çıkmış, aslında bu kadar kilolu değilim, çekim hatası diyelimmmm)


Annecik anneciğimin yılışkanlığı karşısında şaşkına döndüğüm andır (ben de kendimi yılışkan sanırdım!?!)


Biz anneciğimle tatil yapıyoruz!!!! Bizim için (aslında özellikle annecik için demeliyim) tatil demek uyumak demek bugünlerde:) (ben de amma derin dalmışım laf aramızda:p)


Ben bir ay parçasıyııımmmm (anneciğim öyle diyooorrrr)


Ben anneciğimin her yerini emebilirim, hala bir umudum var annemin her yerinden süt geleceğine dair:)


Ufff, gerinirken de fotoğrafımı çekmişler, özel hayat diye bir şey kalmadı vallahi (belki gaz çıkartacağım, olamaz mı???)


Evet, kötü koktu gerçekten de:(


Aaaa, çok ayıp Meleeekkkk!!!!!!


Hayır hayır, tüm tatilimi uyuyarak geçirmedim!!!






Ali Dayı'mın bir çiftliği var, çiftliğinde bir Melek'i var...


Güzel Denizli günlerinin ardından İzmir günlerine yarın devam edeceğim... Şimdi çoookkk uykum geldi bebek olduğum için, uyumalıyım ve büyümeliyim. Gezecek, görecek çok yer varmış duyduğum kadarıyla...

23 Eylül 2009 Çarşamba

KEYİFLER...

ANA KUCAĞI KEYFİ...


ANA KUCAĞINDA UYKU KEYFİ...




AYAKTA SALLANIRKEN UYKU KEYFİ...





BANYO ÖNCESİ KEYFİ...



BANYO SONRASI KEYFİ...



YEMEK SONRASI KEYFİ...







ALT DEĞİŞTİRME KEYFİ ...



ARABAMDA UYKU KEYFİ ...
...

11 Eylül 2009 Cuma

54 günlük macera...

Bugün itibarıyla tam 54 gündür dünyadayım, hayatımın ilk sonbaharımı yaşıyorum.. Annecik anneciğimle başbaşa çok eğlenceli günler geçiriyoruz..
Günlük programımız uyandırılmam (uyuyorsam eğer ki hala çoğunlukla uyuyorum her ne kadar uykuya dalmak benim için zor olsa da) ve annemi emmekle başlıyor (öncesinde annecik anneciğimin bir hazırlık süreci oluyor tabii, uyanıksam meme emmeyi beklemek tam bir işkence oluyor benim için, hiç durmadan ağlayabiliyorum annecik anneciğim koşarak yanıma gelene kadar). İlk memeyle işim bittikten sonra gazım çıkartılıyor altım değişiyor ve sonra diğer lezzetli memeyle devam ediyoruz.. Yine bir gaz çıkarma faslını tamamlar tamamlamaz gündüzse eğer annecik anneciğimle sohbet ediyoruz karşılıklı oturup. Henüz birbirimizi tam anlamıyoruz aslında ama yine de annecik anneciğimin sesini duyunca mutlu oluyorum ve gülüyoruz birlikte.. Sonra yine dayanamayıp uyuyorum ama bazen hemen uyanabiliyorum.. Annecik anneciğimi hep yanımda istediğim için o yanımdan kalkar kalkmaz yaygarayı koparıyorum...
En büyük zevkim annecik anneciğimle babişkom yemeğe oturduklarında onları rahatsız etmek, çünkü hep benimle ilgilenmelerini istiyorum. Benimle ilgilenilmediğinde çok sıkılıyorum. Bazen beni kandırıp uyutuyorlar veya ana kucağında oyalıyorlar (sonradan farkediyorum) ama genellikle yemek sırasında ilgilerini üzerime çekmeyi başarabiliyorum...
Bugün sırt üstü yatarken yana dönebildim, gazım varken (babişkomun deyimiyle) top böceği pozisyonuna geçmiştim ki yana dönebildiğimi farkettim. Bir de annecik anneciğim yine ben sırt üstü yatarken ellerimi tuttuğunda başımı ve omuzlarımı kaldırabildim onun desteğiyle.. Artık bacaklarımla kendimi geriye itebiliyorum yatarken ve annecik anneciğim gazımı çıkarırken onun göğsüne dayanıp başımı kaldırdım ve bakıştık annecik anneciğimle.. Yani artık yavaş yavaş vücuduma söz geçirebilmeye başladım. Büyüyorum sanırım ve çok zevkli birşey hareket etmek, gülmek, sesler çıkarmak...
Haftaya 2 aylık olacağım, hayatın benim için zorlukları hala devam eden gaz sancılarım ve geçen ay itibariyla başlayan aşılarım. Haftaya 3'lü aşım var, annecik anneciğim benden daha stresli şimdiden..
Bol kakalı, kusuklu, gaz sancılı (umarım yakında geçecek), ağlamalı-gülmeli, sütlerle dolu yaşantımdan özetler şimdilik böyle...

8 Eylül 2009 Salı

2.AYIMDAN SEÇMELER

Emzik demek , huzur demek...


Bilgisayar eğitimindeyken ...:


Ben uyuyorum ama silecekler çalışıyor...

Annnneeeee... Sütüm nerdeeeeee....

Yaaaa babaaaaaaa..........

Gezmeye gitmeden önce hazırlanmak çok yorucu oluyor....

21 Ağustos 2009 Cuma

Veeee koca bir ayı geride bıraktık...

Babişkomun kucağında mayışmayayım da ne yapayım?!? (19/08/2009)
Annecik anneciğimin güzel omzunda meme sonrası horul horul uyurken... (19/08/2009)
Henüz minicik bir bebek olduğum için çok uyuyorum ve çok da seviyorum uyumayı, babişkomun kucağındayım bu kez (20/08/2009)
Bilin bakalım yatış pozisyonum nasıl??:)) (20/08/2009) Ohhh, uyurken keyif yapmayı da bilirim ben... (21/08/2009)
Uyanıkken resim karesine yakalandığım nadir anlardan biri: Ana kucağına ilk oturduğum gün... (18/08/2009)
Uykulu uykusuz, gazlı gazsız, pişikli pişiksiz günleri geçirdik ve bir ayı geride bıraktık Çarşamba günü itibarıyla...
İlk günler "nasıl geçecek bugünler ve nasıl alışacağız yeni hayatımıza" derken haftaları devirmişiz. 3 saatte bir yemek saatlerini kovalamışız... Kimi zaman uyuya kalmışız, kimi zaman uyumamak için (gözlerden uyku akarken) direnmişiz..
Altımız açıldığında ortalığa kaynak suyu gibi çişler, altın rengi kakalar yapmışız. Memeden ayrılmamak için inat etmişiz ama eninde sonunda uykuya yenik düşmüşüz memedeyken ve bir de bakmışız ki yatağa yatırılıvermişiz; durumu farkeder etmez uyanıp yaygarayı koparmış tekrar meme istemişiz, memeye hiç doymamışız...
Doğumdan sonraki ilk aşımızı olmuşuz (20.08.2009'da), kiloları almışız boyumuzu uzatmışız (3,750 gr ve 53 cm).
Bacaklarımızdaki ilk boğumlar oluşmuş (el bilekleri etrafındaki boğum öncesi çizgiler belirmeye zaten başlamıştı); dirsekler, dizler etlenmiş, gıdı daha bir kaymak kıvamına gelmiş, yanaklar pinpon topu gibi yusyuvarlak olmuş, o incecik ayaklar bile dolgunlaşmış artık... Biblo olarak salon sehpasına oturtulacak kıvama gelmişiz, sıkıştırılıp yoğrulma kıvamına gelmek için gün sayıyoruz...
İyi ki doğmuş kızımız, iyi ki dünyamıza gelmiş, hayatımızın anlamı ve merkezi olmuş... Meleğimize daha nice aylar, yıllar hep güzelliklerle, mutluluklarla, sağlıkla, bereketle gelsin...
Annecik annecik ve babişkon seni çok seviyor boncuk gözlü, minyatür kızımız!